Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tarih etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Avrupa Kıtasına İsmini Veren Mitolojik Karakter Europa ve Onun Hazin Öyküsü

  Zeus, diğer adıyla Jupiter; Kronos ile Rheia’nın son çocuğudur. Kronos, babası Uranos’un başına gelenlerden ders almıştır. Kendisi gibi, babasını alt edecek bir çocuğunun olmasından korkar ve Rheia’nın doğurduğu her çocuğu yutar. Rheia, Zeus’u gizli doğurabilmek için Gaia ile Uranos’un yardımıyla Girit adasına gider. Burada Zeus’u doğurur ve bir mağaraya saklar. Savaş erleri ağladığında duyulmasın diye oklarıyla sesler çıkarıp bu bebeği korurlar. Amaltheia adındaki bir keçi Zeus’u besler. Zeus bu adada gizlice büyürken Rheia, koca bir taşı beze sarıp Kronos’u kandırır.   Zeus büyüyünce babası Kronos’a, şimdiye kadar yuttuğu bütün çocukları kusturur. Ve babasıyla savaşıp, galip gelir. Evrenin egemenliğini eline geçirdikten sonra Olympos’a taht kurar. Tanrıların tanrısı, tanrıların ve insanların babasıdır. Zeus kız kardeşi Hera’yla (Juno) evlenir. Onca aşk yaşadığı kadının arasında Hera, Zeus’un resmi olarak karısı olabilmiş tek kadındır. Zeus bir kış günü soğuktan

Hiçbir Şey Bilmediğini Bilen Adam

Bir adam düşünün, sadece “çok soru sorduğu için” öldürülüyor. Hayalinizde canlanmıyor değil mi? Günümüzde bunu bir suç olarak düşünmek bile trajikomik gelirken, Sokrates 2400 yıl kadar önce Atina’da tam da bu sebeple ölüme mahkum edildi. Gençliğinde askerdi, orta yaşlarda pazar yerinde insanlara tuhaf sorular sorardı. Soruları basit gibi görünürdü, ama öyle değillerdi. Sokrates, insanların bildiklerini düşündükleri şeyleri gerçekten bilmediklerini tekrar tekrar kanıtlardı. İnsanların gerçekte anladığı şeyin sınırlarını açığa çıkarmayı ve yaşamlarının temeli yaptıkları varsayımları sorgulamayı seviyordu. Herkesin ne kadar da az bildiğini fark etmesiyle son bulan diyalog, onun için bir başarıydı. Sokrates hiçbir şey bilmiyormuş gibi konuşarak, insanları mantığını kullanmaya zorlardı. Cahili oynardı. Buna “Sokratesçi ironi” denir. Bu şekilde sürekli Atinalıların düşünce biçimlerindeki boşlukları ortaya çıkarıyordu. Meydanın tam ortasında Sokrates’le bir karşılaşma, alaya alınıp herkesin i