Ana içeriğe atla

Dali ve Bilinçaltı Resimleri

  

Sürrealist sanatçıların birçoğu dış dünya realitesinden çıkar ve kendi özünün derinliklerine dalar. Psikanalizin popülerleşmesinden etkilendiği düşünülen bu sanatçılar, bilinçaltını sanat için sınırsız ve özgün bir kaynak olarak değerlendirir ve eserlerine aktarırlar.

20. yüzyılda doğanın keşfedildiği, teknolojik gelişmelerin yaşandığı bir dünyada keşfedilmemiş olan sadece insanın kendisiydi, insan bir kapalı kutuydu. Bilinçaltı araştırmaları bu dönemde büyük merak uyandırdı ve yeni bir akımın ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Sürrealistler görsel gerçekliğin dışına çıkarak içselliğin sanatsal keşfine yöneldiler.

 

Sanatla pek ilgilenmeyen kişilerin bile aşina olduğu ressam Salvador Dali, sürrealizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Henüz gençlik yıllarında kariyerinin başarılı olacağına dair ipuçları veren gerçekçi resimler yapmasına rağmen, yeni bir sanat formu ya da kafa tutacağı bir meydan okuma arayışı o zamanlar dahi belli olan bir sanatçıdır. Sürrealizmin kurucusu olarak bilinen Andre Breton ile tanışmasıyla, uzun süredir etkilendiği psikanalitik kuramlar ve gerçeküstücülüğün kendine özgü resmetme imkanı tanıyan zengin hayal gücüne dayalı olması; Dali’nin aradığı şeyi bu akımda bulabilmesini sağlamıştır.

Dali, The Persistence of Memory resminde zamanın nesneler üzerinde yavaş yavaş nüfuz etmesini anlatmıştır. Burada eriyen saat felsefi bir önem taşımaktadır. Saat uzun yıllardır moda olan bir nesnedir, ancak Albert Einstein ve Henri Bergson zamanın geçerliliğini sorgulamışlardır. Dali de bu çalışmasında zamanı sorgular, saatlerin erimesi görüntüsüyle zamansızlık vurgusu yapar. Çünkü bilinçdışılığın olduğu bir dünyada zamanın bir anlam ve işlevi yoktur. Zaman akışkan ve izafidir. Karıncalar, filler, salyangozlar ve ağustosböcekleriyle birlikte ölüm ve bozulmanın tekrarlayan sembollerine dönüşür.

 

Dream Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening, hem hayal etme eylemini hem de sonuçlarını aynı resimde ele almaktadır. Bu eserinde sanatçının karısı ve ilham perisi Gala, denizden çıkmış kaya üzerinde çıplak uyumaktadır. Gala’nun rüyası tuvalin üst yarısında patlayan bir narın içinden ortaya çıkar; burada iki kaplan ve bir tüfek, bir balığın ağzından dinlenmekte olan figüre doğru sıçrar. Resimdeki hareket unsurunun başlangıç kaynağı nardır ve nar sembolü Hıristiyanlıkta doğurganlığı ve dirilişi ifade etmek için kullanılır. Narın hemen üzerinde arı uçmaktadır ve kompozisyonun sol üst köşesinden nardan patlayan bir kaya balığı ve balığın ağzından sıçrayarak çıkan kaplan ve süngülü tüfek Gala’yı hedef alır.

 

Kompozisyonun arka planında Dali’nin The Temptation of St. Anthony gibi sonraki kompozisyonlarında bulunan uzun flamingo bacaklı bir filin ilk kullanımı vardır. Süngü, ısırgan arının sembolü olarak, kadının barışçıl rüyasından aniden uyanışını temsil etmektedir. Bu eser, Sigmund Freud’un sürrealist sanat üzerindeki etkisinin ve Dali’nin rüya dünyasını bir hayal dünyasında keşfetme girişiminin bir örneğidir. Tablonun “evrim teorisinin sürrealist bir yorumu” olduğu da ileri sürülmüştür. Dali simgesel işlevi olan nesneleri kullanarak düş ile gerçeği kaynaştırmıştır.

 

Apparition of Face and Fruit Dish on a Beach resminde sağ üst köşede düşsel bir manzara tasvir edilmiştir. Burada içinden tünel geçen dağ, aynı zamanda bir köpeğin kafasını betimler. Köpeğin tasması denizin üstünden geçen kemerli köprüyü oluşturur. Boşlukta asılı duran köpeğin gövdesi, içinde armutlar olan bir meyve kasesinden oluşmuştur. Bu kase de bir kızın yüzüne dönüşür. Şaşırtıcı biçimlerle dolu kumsaldaki iki nesne, kızın gözlerini oluşturur. Tıpkı bir düşte olduğu gibi bazı şeyler (örneğin ip ve kumaş) beklenmedik bir şekilde nettir. Buna karşın bazı diğer biçimler belirsiz ve anlaşılmaz kalır.

 

Aslında bütün bu örnekler, modern sanatçıların neden gördükleri şeyi betimlemekle yetinmediklerini bize açıklamaktadır. Sanatçının hiç bitmeyen arayışı, Dali gibi sürrealistler için; bilinçaltında özgürce dolaşabilmek şeklinde karşılık bulmuştur.

Kaynaklar

Gombrich, E. H. (1994) Sanatın Öyküsü

Grzymkowski, E. (2019) Sanat 101

Dede, B. (2019) Bilinçaltı Keşfinin Sürrealist Sanattaki Yansısı

Koç, D. C. (2020) Bir Rüya Dalgası: Plastik Sanatlarda Rüya Kaynaklı Resimler

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elementler Hakkında

Hepimiz duymuşuzdur "Ay hava grubuna güven olmaz" ya da "Ateş baskın kişinin öfkesinden kaçacaksın" gibi gelenneme cümlelerini. Çoğu kişi Güneş burcunun hangi elementi temsil ettiğini bilse de daha fazlası hakkında fikir sahibi olmak için elementlerin neler ifade ettiklerini öğrenmek gerekiyor. Buyrun o halde :) Antik Yunanlılar varlıkları dört elemente ayırmış ve dünyadaki her şeyin bu dört kategoriden birine sığabileceğine ya da bunların birleşiminden oluşabileceğine inanmışlardır. Onlara göre ateş, su, toprak, hava olarak bildiğimiz bu dört element baktığımız her yerde görülebilirdi. Bu inanışa göre fiziksel varlığımızın yani dünyadaki formumuzun toprak, duygusal varlığımızın su, düşüncelerimizin hava ve spiritüel yönümüzün ateş elementini temsil ettiği söylenebilir. Astrolojide evlerin veya burçların her biri, bir elementle bağlantılıdır. Dört elementin temsil ettiği toplam on iki burç ve on iki ev bulunur. 2-6-10. ev (boğa, başak, oğlak) toprak element

Venüs'ün Açıları

Romantik ilişkilerin ve kazançlarımızın yöneticisi Venüs'ün haritada diğer gezegenlerle yaptığı açılar da birçok açıdan kişiye yol gösterici olabiliyor. Bu açıları inceleyelim, fikir sahibi olalım :) Venüs’ün Güneş’le üçgen açısı varsa kişi popüler ve ön plandaki kişilerle ilişkiler kurabilir. Parasal anlamda olumlu bir potansiyeli gösterir. Venüs akrep ve Güneş yengeçteki gibi özel konumlarda ise kişinin içe dönüşünü ifade edebilir. Venüs-Ay üçgeni anneyle ilişkideki sorunların çözülmesi gerektiğini gösterir. Bu ilişkiden gelen temel güven sorunları olabilir. Venüs-Ay kavuşumu veya üçgeni evlilik için oldukça olumludur, uzun ömürlü evlilik işaretlerinden biri olarak değerlendirilir. Venüs’ün Merkür’le kavuşum ya da üçgen açıları ikili ilişki ve evlilikte iletişimi güçlü bir partnere ihtiyacı gösterir. Yazılı veya sözlü iletişim, paylaşım bu kişi için çok önemlidir. Venüs-Mars üçgeni ya da kavuşumu kişinin herkesle çok rahat arkadaş olabilen birisi olduğunu gösterir, harek

Aşk, Zenginlik ve Zarafet: Astrolojide Venüs

İsmini Roma mitolojisindeki Venüs’ten almıştır, mitolojide güzellik tanrıçasıdır. Çok parlak bir gezegen olduğu için bu gezegene Venüs adı verildiği düşünülmektedir. Venüs (Yunan mitolojisinde Afrodit), denizin köpüklerinden bir istiridye kabuğu içerisinde doğmuştur ve olağanüstü güzellikte bir kadındır.   Astrolojide Venüs; aşkı, ilişkileri ve kişinin yaratıcılık gücünü gösterir. Evlerdeki ve burçlardaki anlamlarına bakalım :) Venüs koçta veya 1. evde kişinin doğrudan/açık davranmasını ve maskülen hareketleri olabileceğini gösterir. Venüs koçların sabırlı olmaya ihtiyacı olabilir. İkili ilişkilerde hak ve adalete takıntılı olmayı ifade eder. Stratejilerde ani davranma ve mağduriyet yaşanabilir. 2. ev veya Venüs boğa lüks yaşam ve para anlamında güç verir. Kişi ikili ilişkilerde görselliğe önem verir ve estetik düşkünüdür. Venüs boğa konumu maddi olanaklar, manevi değerler ve parasal anlamda şanstır. 3. ev veya Venüs ikizler iletişim kurarak, başkalarına sorarak ilişkisini yü